Yazılı ve görsel basın, bir ülkenin demokrasisinin gelişmesinde ve o ülkede çok sesli bir politik yelpazenin oluşmasında çok önemli bir yer tutar. Basın, milleti bilgilendirme görevini yaparken, aynı zamanda toplumda belli farkındalıkların oluşmasına da katkı sağlar.
Açık toplumlarda böylesine önemli bir rol oynaması, basının üzerindeki sorumluluğu çok daha fazla arttırmaktadır. Basın mensupları, görevlerini sürdürürlerken hukukun evrensel ilkelerine bağlı kalmaları, kişi hak ve özgürlüklerine dikkat etmeleri gibi etik kurallara uyma zorunlulukları da vardır. Ülkemizde toplumu bilgilendirme ideali ile çalışan ve bu hassasiyetlere dikkat eden yüz binlerce basın mensubumuz mevcuttur. Basın mensuplarımız, maalesef ki çok zor şartlarda gece gündüz demeden çalışmaktadırlar. Bu kardeşlerimizin ifa ettikleri görevin yanında çalışma koşulları gerçekten de yeterli değildir. Bu konuda çeşitli çalışmalar iktidar da olduğumu 11 yıla yaklaşan sürede yapılmış olsalar da atılacak adımlarımız mevcuttur. AK Parti döneminde Yeni Basın kanunu çıkarılmış ve yine 3. Yargı paketinde basın özgürlüğüne ilişkin cesur adımlar atılmıştır ve bizim iktidarımızda ileri demokrasi çerçevesinde atılmaya da devam edecektir.
Osmanlı Devleti’nde 2. Meşrutiyet’in ilanından sonra, 24 Temmuz 1908 tarihinde ilk defa gazeteler sansür memurlarına kontrol ettirilmeden yayınlanmış, daha sonra da 24 Temmuz tarihinin Basın ve Gazeteciler Bayramı olarak kutlanmasına karar verilmiştir. Uzun yıllardır aktif siyasetle uğraşan biri olarak, her daim yol arkadaşımız olarak gördüğüm basın mensuplarımızın Basın ve Gazeteciler Bayram’ını tebrik ediyor, kutsal saydıkları görevlerinin başında vefat eden basın mensuplarımıza ise Allah’tan rahmet diliyorum.