Anadolu'yu vatan kılmak uğruna şimdiye kadar verilen bedeller ve mazimizden aldığımız güç, milletimizin azim ve inancı Cumhuriyetimizin ve bağımsızlığımızın en büyük güvencesidir. 26 Ağustos 1922'de başlayan ve 30 Ağustos'ta taçlanan istiklal ve istikbal mücadelesi bugünün Türkiye'sinin yeşermesinde atılan tohumdur.

26 Ağustos, nice zaferlerin takvimlerde yer edindiği bir tarihtir. 946 yıl önce Sultan Alparslan, Anadolu'nun kapılarını Türkler'e açmış, Anadolu topraklarını nasıl vatan kılmışsa, 95 yıl önce de aziz milletimiz bu kutsal toprakları canı pahasına müdafaa etmekten kat'iyen kendini esirgememiştir.

30 Ağustos, ‘Nasıl millet olunur, vatan, sancak için göğüsler nasıl siper edilir?' suallerine en güzel cevap teşkil etmektedir. Öyle ki Büyük Taarruz, aziz milletimizin bağımsızlığı için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağının, her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğinin en somut göstergesi olmuştur. Bu zaferle ortaya çıkan sonuç, Anadolu topraklarının ilelebet milletimizde kalacağının nihai ispatıdır.

2023 hedefimize; liderimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile emin adımlarla ilerlediğimiz şu günlerde, 2053 ve 2071 hedeflerine giden yolda milletimizin göstereceği mücadeleye inancım sonsuzdur. Tarihin birçok kez akışını değiştiren milletimiz, 1071'de, 1453'te, 18 Mart'ta, 30 Ağustos'ta, 15 Temmuz'da olduğu gibi yine tarihe bir not düşmekten asla geri kalmayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle; zaferlerle dolu ağustos ayının daima zaferlerle anılmasını yüce Mevla'dan niyaz ediyor, Gazi Mustafa Kemal ile tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle yad ediyor, şanlı Türk ordusunun daima muzaffer ve muvaffak olmasını temenni ediyorum. Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı en kalbi duygularımla tebrik ediyorum.