Bir ülkenin geleceği genç ve dinamik nüfusunun varlığına bağlıdır. Üretken bir genç nüfusa sahip olan ülkeler dünyada hızlı büyüyen ve kalkınan ülkeler olarak öne çıkmaktadır.
Bugün birçok gelişmiş ülke genç nüfus oranının azalması, yaşlı nüfus oranının artması gibi nedenler yüzünden çok ciddi gelecek kaygıları taşımaktadır. Türkiye henüz bu sıkıntılardan uzak görünse dahi istatistikler Türkiye’nin çok yakında aynı sıkıntılarla baş başa kalacağına işaret etmektedir.
Türkiye’nin en değerli varlığı olan genç nüfusu her geçen gün azalmaktadır. Araştırmalar, nüfus artış hızımızın yavaşladığını, yaşlı nüfus oranımızın arttığını göstermektedir. 2014 yılında yaşlı nüfus oranımız %7,9 oranında gerçekleşmişken 2023’te 10,2’ye yükselmesi öngörülmektedir. Birleşmiş Milletlerin genel tanımına göre yaşlı nüfus oranı %8 ile arasındaki ülkelerin “yaşlı nüfus”, ’un üzerindeki oranların ise “çok yaşlı nüfus” olduğu göz önüne alınırsa Türkiye’nin 1-2 yıl içinde “yaşlı nüfus” kategorisine girmesi kaçınılmaz görünmektedir. Yine 2023 tahminlerine göre ülkemiz “çok yaşlı nüfus”a sahip ülkeler arasına girecektir.
Nüfusumuz yaşlanması, ekonomik ve sosyal alanda birçok netice doğuracaktır. Yaşlanma; üretim-tüketim, gelir dağılımı politikası, aile politikaları ve sağlık politikaları gibi devletin makro ve uzun vadeli çözümler arz etmesi gereken alanları etkilemektedir. Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için dinamik nüfus yapısının korunması önem arz etmektedir.
AK Parti olarak en büyük hedeflerimiz arasında genç, dinamik ve üretken nüfusumuzu korumak, nitelikli nüfus artışımızı hızlandırmak, , sağlıklı nesiller yetiştirmektir. Modern toplumun en büyük sorunlarından biri olan genç nüfus sorunu ile ilgili önemli dersler çıkarılması, gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkça dile getirdiği “üç çocuk politikası” ve Sayın Başbakanımız, Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu’nun nezdinde hükümetimizin nüfusun korunmasına yönelik yaptığı çalışmalar büyük önem arz etmektedir.
AK Parti hükümetleri döneminde nüfus politikamız doğrultusunda nüfus artışını teşvik edecek, sağlıklı ve eğitimli bireylerin topluma kazandırılmasını sağlayacak çok önemli yapısal değişikliklere imza atılmıştır. Nüfus politikalarının başarıyla uygulanması sonucu özellikle sağlıkta önemli gelişmeler kat etmiş bulunmaktayız. Ülkemiz, Bebek Ölüm Hızı ve Anne Ölüm oranında yaşanan ciddi düşüşler ile Birleşmiş Milletler 2015 Milenyum Gelişme Hedeflerine tahmin edilenden çok daha önce ulaşmıştır. 2002 yılında binde 31,5 olan bebek ölüm hızımız yapılan politikalar neticesinde 2012 yılında binde 7,4 olarak gerçekleşmiştir.
Son olarak genç nüfusun, sosyal refahın ve sosyal sermayenin artırılması amacıyla Başbakanımız Sn. Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı” 10. Kalkınma Planı’nda yer almıştır.
Tüm bu uygulamalar ve atılan adımlarla birlikte Türkiye geleceğe daha emin, sağlam ve kararlı adımlarla yürüyecek, 2023 ve 2071 vizyonundaki yerine çok daha güçlü bir şekilde ulaşacaktır.
Dünya nüfus gününde değinmemiz gereken önemli hususlarından biri de, Ortadoğu’da yaşanan savaşlar ve insan nüfusunun katledilmesidir. Maalesef katledilen nüfusa baktığımızda ise, kadın ve çocuk ölümleri had safhadadır. TBMM Nüfus ve Kalkınma Grubu olarak; Suriye’de kadın, yaşlı demeden sivil insanları, Doğu Türkistan’da yaşanan zulümleri kınıyoruz. Maalesef savaşlarda ve doğal afetlerde en savunmasız olan çocuk ve kadınlarımızın öldürülmesine kesinlikle karşı olduğumuzu belirterek, bu insanlık dramına son verilmesi gerektiğini vurguluyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, Dünya Nüfus Gününü Kutluyor, bu anlamlı gün vesilesiyle tüm vatandaşlarımızı sevgiyle selamlıyorum.